Güneştepe Mah. Soğanlı Cad. Zümrüt Sok. No:18/A PK. 34164 Güngören / İstanbul
Tel: 0 532 266 54 82
Email: info@zenaat.com.tr
Arama
Edeb Yâ Hû, Siyah Kadife Doku, İslami Kare Tablo
Edeb Yâ Hû, Siyah Kadife Doku, İslami Kare Tablo
Okunuşu: "Edeb Yâ Hû"
Ebat / Zemin: 68 x 68 cm
Zemin / Doku: Siyah Kadife Doku
Ürün Kodu: ZKHHA051
Stok Durumu: Özel Üretim
2.700,00 TL
♦ Sipariş verdiğiniz ürünlerin kargoya verilme süresi en geç 4 iş günüdür.
♦ Hafta içi 17:30'dan sonraki siparişleriniz ertesi gün 11:00-17:30 saatleri arasında, Cumartesi günleri 17:30'dan sonraki siparişleriniz ise Pazartesi günü teslim edilir.
♦ Pazar günü kargo hizmeti verilmez.
Okunuşu:
"Edeb Yâ Hû"
Ebat / Zemin: 68 x 68 cm - Siyah Kadife Doku
Çalışmalarımızda hat kurallarına titizlikle riayet edilmiştir. Hat yazıları ve kenar süsleri , 3 mm yüksekliğinde ahşap malzemeye gerçek varak boya uygulaması ile hazırlanmıştır.
"Edeb Yâ Hû"
Ebat / Zemin: 68 x 68 cm - Siyah Kadife Doku
Çalışmalarımızda hat kurallarına titizlikle riayet edilmiştir. Hat yazıları ve kenar süsleri , 3 mm yüksekliğinde ahşap malzemeye gerçek varak boya uygulaması ile hazırlanmıştır.
Anlamı:
Tasavvufun özüne ve gâyesine nazar ettiğimizde; onun mânevî inkişafta esas vâsıtasının “muhabbet”, bu terakkîdeki zirvesinin de “âdâba riâyet” yani edeplenme olduğunu görürüz. Bu itibarla mü’min, gönlünün merkezini
Allah ve Rasûlü’ne tahsis edebildiği nisbette ilâhî vuslata nâiliyet yolundadır. Bunun en büyük alâmeti de, nebevî ahlâk ile ahlâklanmaktır. İnsanlığın zirve noktadaki fazîletini ifâde eden “edep” hakkında Hazret-i Mevlânâ da şöyle der:
“Eğer şeytanın başını ezmek istersen, gözünü aç ve gör; şeytanı kahreden edeptir. İnsanoğlunda edep bulunmazsa, o gerçekte insan değildir…” Bu itibarla evvelce tekke ve dergâhların en mühim îkaz levhalarından birisi de; «اَدَبْ يَا هُو» (Edeb yâ Hû!..) idi.
Bu ifâde, edebe riâyete çağıran bir îkaz olduğu gibi, aynı zamanda “Yâ ilâhî! Edep lutfeyle!” mânâsında bir niyazdır.
Tasavvufun özüne ve gâyesine nazar ettiğimizde; onun mânevî inkişafta esas vâsıtasının “muhabbet”, bu terakkîdeki zirvesinin de “âdâba riâyet” yani edeplenme olduğunu görürüz. Bu itibarla mü’min, gönlünün merkezini
Allah ve Rasûlü’ne tahsis edebildiği nisbette ilâhî vuslata nâiliyet yolundadır. Bunun en büyük alâmeti de, nebevî ahlâk ile ahlâklanmaktır. İnsanlığın zirve noktadaki fazîletini ifâde eden “edep” hakkında Hazret-i Mevlânâ da şöyle der:
“Eğer şeytanın başını ezmek istersen, gözünü aç ve gör; şeytanı kahreden edeptir. İnsanoğlunda edep bulunmazsa, o gerçekte insan değildir…” Bu itibarla evvelce tekke ve dergâhların en mühim îkaz levhalarından birisi de; «اَدَبْ يَا هُو» (Edeb yâ Hû!..) idi.
Bu ifâde, edebe riâyete çağıran bir îkaz olduğu gibi, aynı zamanda “Yâ ilâhî! Edep lutfeyle!” mânâsında bir niyazdır.